Hani hani neredeler?

Şimdi bir kötü gün algısı var, bir de gerçekten kötü günler var. Haydi bunları konuşalım.

Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan şeye KÖTÜ denir. İyi de şimdi Thomas Hobbes, Plato,  Socrates ve niceleri gibi neyin iyi neyin kötü olduğunu, neyin adil olduğunu, hakkı hukuğu mu tartışacağız! Kişiye göre değişiyor biliyorum.

 

KÖTÜ GÜN genelde şu değildir; bir rapçinin dediği gibi:

“Hani hani nerdeler

Zor günümde gitmişler

Hep kapalı perdeler

Karanlığa itmişler”

 

Hayır! Bu değil!! Gerçek kötü gün, yaşadıktan sonra bir daha asla eskisi gibi olamayacağınızı iliklerinizde hissettiğiniz gündür.

 

Ama aynı suda iki kere yıkanılmaz’dı hani. Her

Arkadaşım hadi işine!

 

Çok sevdiğiniz birini kaybettiğinizde, ya da sevdiğiniz birinin başına çok acı bir olay geldiğinde geçirdiğiniz, emeklerinizin gerçekten zayi olduğunu hissettiğiniz zamanlarda başınıza gelen şeydir, kötü gün.

Haydi kardeş bir de sen vur!

Tabii bu şaheserde ve benzer çoğunda dediği gibi “zor günümde gitmişler” bakış açısı başlar, başka bir deyişle “düşene bir tekme de sen vur kardeş” bakış açısı… Sadece bizim toplumda mı var bilmiyorum ama o içerdeki “kemancı başııımın tacı” yok mu! Çalıyor da çalıyor! Ne güzel de çalıyor! Ne içli! İnsanın ezik edebiyatının en büyüğünden yapası geliyor!

“Ama hayatım sen aslında bugünün çok kötü olduğunu düşünüyorsun ama insanlar neler çekiyor”

Bu cümle zikredildiği sırada karşıdaki kişi hüzünlerden hüzün beğenmiş, karaları bağlamışsa eğer, sana soruyorum, EEeeey bu cümleyi kuran kişi, NEDEN? NEDEEN!

Yahu neden yapıyorsun bunu, karşıdaki beyinsiz mi, aptal mı, aklından zoru mu var! Herhalde o da farkında insanların mahvolduğunu! En azından’larla, kötü kötü şeylerden bahsederek moral mi düzeltilir, eze eze, büze büze!

EEyy! Hüzünlerden hüzün beğenen kişi sen de lütfen bu cümlenin karşısında, hık! Deyip susma! İçine kaçma! Lütfen ama sürekli de bu ters motivasyon tuzağına düşme! Üzül, iyice üzül! Nasıl olsa gerçek değil hüznün!

 

 

Her şey bir yana demem o ki, insanlar kötü günlerinde çekilmez oluyor farkındayım! Buna siz de dahilsiniz! O günlerde belli oluyor nice şarkıda, türküde, kitapta, şiirde yazdığı gibi kimin dost olduğu…

 

Herhalde sevgililerin de aşması gereken ve sürekli takıldıkları yerdir bu kötü gün safhası.

Niye çekecekmişim ben ya elin adamının/kadının sıkıntısını?! Banane!

Tabii, doğru sanane!

Ama öyle değil işte…

 

Not: Şimdi yaz geliyor ya insanlar iyice bir rahatlar, sıcağın rehavetiyle bir serilir, bir “amaan” havasına girer. Zaten yapılan araştırmalara göre de en çok ayrılıkların olduğu dönemlerden biri de yaz dönemiymiş… Hani bağlantıyı siz kurun. Hem zaten şairin de dediği gibi sevgililer istese de ayrılamaz.