O var ya, hani o anlayamadığınız, anlam veremediğiniz, öteki berikine bahsederken kıvırdığınız burnunuzu belli etmemeye çalışarak, “aay yazık!” dediğiniz, acıdığınız, “bizde hayıflanıyoruz ama işte ‘o’ ne yapsın?!” cümlesindeki ‘o’ var ya:
O tanıdığınız…
O akrabanız…
O arkadaşınız…
O televizyondaki falanca…
O kitaptaki filanca…
Onu ötekileştiriyorsunuz, ötekileştiriyoruz çünkü onun kafasına taktığı, onu zorlayan problem her neyse çok aptalca ve çözümü aşırı basit, şunu şunu şunu şunu yapacak ve zort diye hallolacak. Bu kadar basit! O da sorun mu?!
Peki sizin sıkıntınız? Ama sizinki öyle zort diye hallolacak bir şey değil tabii… Asla öyle bir şey değil:
– Ahh aah! Anlatmaya başlasam, susturamazsınız beni… Sizin de keyfinizi kaçırmayayım şimdi abi…
– Benim koşullarım farklı tabii.. Öyle hemen bir sonuç beklemek olmuyor, zor ya… Her şey çok zor…
– Sabrediyorum işte, bekliyorum… Bazen aramız iyi, bazen sadece bekliyorum; ne zaman iyi olacak diye… Ah aah!
– Para abi… Ne kadar varsa o kadar özgürsün… Bizimki öyle hafif sıkıntılar değil. Çok büyük sıkıntıdayız… Öyle böyle değil.
…
Neymiş! Herkesin sıkıntısı kendisine! Size komik geliyor belki: falanca ilişkinin bir saniye bile daha sürmesi çok büyük hata: bu aşırı bariz bir şey, falanca karakter aşırı gereksiz sinirli sadece biraz sakinleşecek bir yöntem bulması lazım, falanca teyzenin gerçekten burnunu her şeye sokmaması lazım, filanca kocanın tez zamanda bırakılması, falanca arkadaşın derhal kendine bir meşgale bulması, falaan filaan… Yaniiii: aşırı basit çözümler…
Bilmiyorum biliyor musunuz ama hipnoz çok güçlü bir araçtır: kimyasal anestezi yerine bile ameliyatlarda kullanılır ve hastanın çekeceği acıyı bloke eder. Bir doktor anlatmıştı: bir hastasının çok büyük sıkıntısı varmış, organlarının seslerini duyduğunu söylüyormuş yani midesinin, bağırsaklarının çıkardığı bütün sesleri ama tıbbi gerekli tahkikler yapıldığında organlarının hiçbirinde bir sıkıntı olmadığını, böyle bir şeyin de söz konusu olmadığını görmüşler ve bu ‘sözde’ duyduğu sesleri duymaması için ona hipnoz uygulamışlar. Bir süre sonra hastada başka bir sıkıntı başlamış: psikolojik bir sıkıntı… Biraz daha araştırdıktan sonra hastanın aslında haklı olduğunu; çok nadir olan bu durumun, yani organlarının seslerini duyma hadisenin gerçek olduğunu fark etmişler ve ona göre başka önlemler almışlar. Problem ancak öyle çözülmüş, sorunun farkında olup, ona göre hareket edince.
Ne demek istiyorsun yani?? Ee?
Şunu demek istiyorum: siz birinin ya da kendinizin sıkıntısını, sıkıntınızı hafife aldığınız ya da görmezden geldiğiniz ya da o sıkıntıyı geçirmek için hedef odaklı çalışmadığınız zaman o sıkıntı bir yere gitmiyor sadece büyüyor ya da öyle orada duruyor.
Herkes bir nokta da, pek çok kez de aynı noktada takılıyor ve patinaj yapıyor.
Aslında hep aynı noktada…
O seçilen aynı sıkıntılı iş
O seçilen aynı sıkıntılı kadın/adam vs.
Anlaması gereken bir şey var… Anlayacak da…
Biraz zaman verin.