Pek de güzel oyun denemesi (!) / İntihar Kulübü

Yolda yürüyen biri (Nur) panoda bir yazı görür ve yazıyı yüksek sesle okur.

NUR: Her şey üstünüze mi geliyor? Sizce her şey fazla mı geçici? Bu ve bunlar gibi canınızı sıkan birçok sorunun cevabını bilmek istiyorsanız tek yapmanız gereken 7 Mayıs Cumartesi Saat: 17.00 da Malik sokağa 3/29 gelmek. (Meraklı bir ifadeyle gitmeye karar verir, ışıklar kararır ve içeri girdiğinde başkan konuşmaktadır.)

HAVVA: (o sırada Nur gelir sessizce boş sandalyeye oturur ve dinlemeye başlar.)
Geçici olan şu ayak bastığımız toprak, geçici olan şu aldığımız nefes, uyandığımız şu ölümlü gün, ölümlü güneş, ölümlü dünya bizi yormaktan başka bir işe yaramıyor! Her geçen saniye, her geçen dakika, her geçen gün bizi tüketiyor. Kimi der ki yaşam bir şanstır; her gün yeni bir nefes ama kim “gerçekten inanıyorum buna!” diyebilir ki! Cesur olan kendine yegâne gerçeği itiraf edendir. Nedir bu gerçek?

AZRA: Yaşamak için gerçek bir sebep olmadığı.

ADEM: Neresi olursa olsun buradan daha iyi olacağı. (Nur şaşkınlıkla etrafa bakıyordur.)

HAVVA: Hoş geldiniz.

NUR: Merhaba ben Nur. Panodaki ilanı görüp gelmiştim de…

Umursamaz bir şekilde başını çevirir…
HAVVA: Her toplantımızın başında tekrarladığımız gibi “ İntihar insanın Tanrıya benim de söz hakkım var” deme şeklidir. İntihar kulübü istifaları düzenleyen bir kurumdur. Yalnızca bir araçtır.

NUR: (Sessizce söyler.) Iııı ne?! Nasıl yani?

HAVVA: Bir şey mi dediniz?

NUR: Ben yanlış duydum galiba intihar neymiş dediniz. Ne kulübü?

HAVVA: Kafanızın karışması gayet normal ama buraya gelmenizin emin olun bir sebebi vardır. Her şey netleşecek. Merak etmeyin.

NUR: Yani siz şimdi tam olarak neyi amaçlıyorsunuz, ben anlamadım.

HAVVA: Buraya gelen herkes amacını bilir içten içe. Kendine itiraf etmiş olmasa bile, bilir gerçeği.

AZRA: Burada olmamamız gerektiği gerçeği.

NUR: Ben gerçekten yanlış anlıyorum galiba kusura bakmayın ama yani siz insanları intihar etmeleri için teşvik mi ediyorsunuz?

HAVVA: Kimsenin kimseyi teşvik ettiği yok. Çoğunun bahsettiği “gerçek”, kişinin kendisiyle yaptığı riyakar bir antlaşmadan ibarettir; kendi kendisine verdiği onaydan ibarettir. Böyle böyle, zaman içinde “gerçek” olmayan “gerçeklik” kazanır. Sıkıntıların var değil mi; o yüzden buradasın?

NUR: Var tabii. Herkes gibi…

HAVVA: Niye çözemiyorsun peki? Sence bitecek mi bu sorunlar?

NUR: Bitmeyecek olabilir ama her şey bakış açısı değil miydi; ben böyle şeyler konuşacağız zannediyordum.

HAVVA: İnsan kolay olanı seçer. Alışılagelmiş olanı seçmek her zaman kolaydır. İntihar bitmeyecek sorunlara bulunan kalıcı çözümdür. Kendini kandırmayı bırak ve etrafına bir bak, aç artık gözlerini (sinirlenir, sesini biraz yükselterek) Şu dünyaya bir bakar mısın? Her yer adaletsizlik, üzüntü, korku, pişmanlık dolu nereye çevirsen kafanı gördüğün her şey bunlardan ibaret. Gerçekliğinin bu mu olmasını istiyorsun?
Alaycılıktan uzak, şefkatli denebilecek bir halde.

NUR: Çok film izliyorsunuz bence.

 

Nur odadan yavaşça çıkar.