Ateşli insanları anlayamıyorum. Yani özellikle cahil olduklarını farkına vardıklarımı. Tabii çok çeşit ateşli insanlar var. Ateşinden kavur kavur kavrulan kibirliler mesela, onlar ne olursa olsun abartıyorlar her şeyi… Ne bulurlarsa artık! Yediği yemek mi dediniz: evet efendim, en güzeli o’dur. Nerede mi yenir dediniz? Evet efendim, şurada yenecektir. Siyaset mi dediniz? Evet efendim, o bilgi de kapsamlı olarak bende mevcut. Ne dediniz efendim, hastalıklar mı? Evet efendim, şu semptomlar görülür, öyle olunca da şu yapılır.  Olurda bilmediği bir konuya denk gelirse onun da cevabı hemen hazır: – Peki erken yaşta eğitimle alakalı ne düşünüyorsunuz? Öyle her şeyin üstüne bu denli eğilmeyi yanlış, gereksiz ve istenmeyen sonuçlar doğuran türde görüyorum efendim. İşte bu çeşit beni benden alıyor, ruhumu teslim edesim, karşı tarafın saçını başını yolasım, dilimi dışarı çıkarıp yanaklarımı şişirip “pııırrtt” diye çocukların yaptığı gibi, tükürükler saçasım geliyor, sonra da “Yav! Git işine!” diye söylenmek… Bir köşede kibirliler var evet, efendim.

Diğer köşede de aslında hiç alınmayacak konular gündeme geldiğinde esip kavuran insanlar vardır. Mesela:

–       Evet işte Gizem’ciğim ben de dedim bu arabanın kar lastiklerini değiştirmek lazım.

–       Ne alakası var canım! Gerek yok! Niye değiştirecekmişsin ki! Kapatalım bu konuyu lütfen! Ben kalkayım en iyisi… İyi geceler!

Hoppaa! Hayda! Ne oldu şimdi!

Bir köşede de “gerçekten” haklı olanlar var, doğruyu savunanlar. Şimdi diyeceksiniz tabii: – Pardon, bu çift tırnakla yarattığın kinaye nedir acaba küçük hanım. Açıklayayım. Yani… neyin doğru neyin yanlış olduğunu bazen bilemiyoruz ya o açıdan yer etti o kinaye oraya. Bazı konular var misal sağlıkla ilgili, eğitimle, aileyle, bilimle ilgili onlarla alakalı bilinen doğruların savunulmasına karşı değilim tabii. Ama ne kadar ateşli savunulmalılar bilmiyorum. Mesela Giordano Bruno için, boku bokuna yaktılar adamı diyebiliriz. Yazık değil miydi şimdi ona? İnkar et Heliosentrik olduğunu, olmadığını de dediler, adam inkar etmedi, demedi. Ne oldu? Yandı bitti kül oldu. Galileo ne yaptı? İnkar ediyor gibi yaptı ama bir şekilde bu gerçeği yaydı ve paçayı kurtardı. Bu da bir fikir yani.

Ateşli olanların karşısında denebilecek kısıtlı şeyler var, o da çok sinir. Katılmıyorum desen, tövbe haşa! Seni kıtır kıtır keserler, kesmeler bile “keşke kesseler” dedirtecek kadar darlarlar. Susmalı ve biat etmelisin. “Hı hı..” diyeceksin. Sen kimsin ki o yarım aklınla bir şey diyesin! Bir de çirkefler ki! Ahh.. Tadından yenmez!

–       Niye uzatıyorsun bunu bu kadar! Hıı? Ey yazar bozuntusu

Kıskanıyorum seni galiba ateşli insan. Her şeyin geçici olduğu şuncacık dünyanda nasıl da tutunuyorsun? Nasıl da bırakmıyorsun? Nasıl yapıyorsun! Ben de isterdim.

Daha fazlası için…

Dunning-Kruger etkisi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dunning-Kruger_etkisi