Sevgili sevgilim,

Sen bu mektubu okuduğunda ben yine aynı yerde olacağım fakat yine de belirtmek istedim.
Kül tablasını nereye koyarsan koy dumanı sana gelir ya! İşte öyle oluyor bana da.. Ne yaptıysam ne ettiysem pek durumları toparlayamadım. Yani iş güç meselelerini kastediyorum.

Şimdi seninle bu kağıt üzerinden gevezelik edelim biraz. Acaba diyorum, acaba bir bilinmeyen, rastlantı ile olan yol var mıdır. Aklın bittiği ve o güzel yolun başladığı aydınlık. Gözümün önünde 9 Mayıs’ta çekilecek piyango biletim beliriyor 😉

Düşünsene onca yanlış, doğru, emek, uğraş dur. Sonra para çıksın ve puf! Güzel olmaz mı?

Çıksak dağlara, bayırlara, gezsek dursak. Derdimiz çorapsız olmak olsa, ya da uykumuz gelse öğle vakti ilk defa oturduğumuz kahvelerde, sahillerde.

Şimdi bir gün öleceğiz ve O ana kadar tek yapabileceğimiz hayal kurmakmış gibi geliyor.

Öyle çok sevmek işe yarasa! Ooohooo hayatı benim kadar seven az bulunur ama sessizce, usulca sevmek zor! Harala gürele!
Bakarsın akşam olmuş, almışım seni koynuma, gerisi hikaye!
Ben bundan böyle saat 11.15 en geç 11.20’de uyuyacağım ve tam 06.59’da uyanacağım. Çünkü sabah 7’de uyuyor olmak istemiyorum.
Nereden mi çıktı bu? Hımm.. bilmem.. gevezelik işte.

Seni seviyorum, hem de bayağı
Uğur Terzi
30.04.2013